21 Temmuz 2009 Salı

Bu Neyin Kafasıydı Böyle

Saat neredeyse 1 olmuş, yeni kapattığım bir telefonun üstüne bir yenisini açıyorum, onun üstüne bir yenisini daha. İçimdeki birileriyle Türkçe konuşma isteğini bastıramakta zorluk çekiyorum o gece. Ne yazıkki içimde bastıramadığım bir şeyler daha var. Nasıl bir kafadayım kelimelere dökemiyorum. 450 km uzaktan sesimi duyanlar, içimdeki enerjiden korkarak konuşuyor o gece.

Bir şeyler yapmalıyım, bu gece bir iz bırakmalıyım. Sürüden ayrılıyorum, sırf bir kurt kapmaya çalışırmı, o kurtla bir boğuşma yaşarmıyım diye bırakıyorum onları. Yürüyorum, nerede olduğumu bilerek ama nasıl bu ruh haline büründüğümü bilmeyerek. Ağır bir düşüşe benzetiyorum bu hali, ama nereden biliyorum, zira ben daha önce hiç düşmedimki. Biraz daha yürüyorum, tavuk-pilavcıda kısa bir mola. Bakınıyorum, ama bulamıyorum. Bela bu yakınlarda da değil bu gece. Ve yürümeye tekrar devam, loş bir ışık eşliğinde süzülüyorum Tunus'tan ve tam bu sırada karşıma çıkıyor o vurgun 206. Vurguna vurulmaz aslında bizim oralarda, Çakırdan, Hocandan öyle duyduk, öyle gördük ama bu sefer değil, napalım. Savuruyorum orta şiddette bir tekmeyi camına. Camdaki örümcek ağı belirir belirmez devam ediyorum yola. Atladığım ilk sarışın, Faikhaneye ulaştırıyor beni. Anahtarı kapıya yerleştirir yerleştirmez fark ediyorum, son bir haftanın en huzurlu dakikaları Faikhanede beni bakliyor, bir kaç saat de olsa sessizlik, sonunda.

Sonra ne mi oldu, kafayı kazıdım. Taxi Driver izleyeli çok oldu halbuki ama neden etkilendim, neyin kafasıydı bu, hala anlamış değilim...

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Dünya Yerinden Oynar

Sürekli olarak yol yazıları yazıyorum bu günlerde. Aslında blog'un adına da çok uygun, ama yanlış anlaşılmasın ipim kuşağım denk kendimi vurduğum yollar değil. Tamamı Tuprag etiketi altında, ya onlara fatura edilmiş otobüslerle aşılan yollar yada lüksün vites kutusu yanına açılan bir paket antep fıstığı anlamına geldiği Hiluxlarla çıkılmış yollar. Bu yazı da bir şirket gezisinde çıktı. Yolculuk bir devrin battığı yere, Çanakkale'ye.

Bir önceki yolculuğumda edindiğim yol arkadaşım Zar Adam yine yanımda, ama bu sefer tek başına yeterli olamıcağını bildiğim için uzunca bir playlist hazırlamıştım akşamdan. Severim bir kaç gün önceki kafayla hazırlanmış playlistleri.Ruh hallerimi tekrar hatırlatır bana.

Her neyse güzergahımız önceden belirlendiği için ve benim bunda bir yaptırımım olmadığı için değişik bir rota çizemiyoruz. Mesela bu yazıya başlamadan 20 dakika kadar önce akşam yemeği için durduğumuz şehir, aslında ilk kez ayak bastım ama daha önce binlerce kere cümle içinde kullanmıştım şehrin adını ve her cümlede mutlaka bir(kaç) küfür virgülmüş gibi rahat kullanılıyordu. Çocukluğumda Rivers'ı, Griffith'i izlemek için gittiğim Tofaş maçlarıyla başlamıştı tanışıklığımız, Dünya Yerinden Oynar Bursa'dan Erkek Çıksa çığlıklarıyla samimileşmiştik, ama ilk ayak bastığım yerde yine bu cümle geldi aklıma, dünya yerinden oynasın, çünkü yıllardır pidesi ayrı döneri ayrı yediğim şeye ismini veren, bütün dönercilerin ağa babası İskenderoğulları bu şehirden çıkmış. Adamların soyadına hürmeten siparişi alan garsona hiç bir tarifte bulunmadım, her şey şefe bırakılmıştı. İyiki de öyle yapmışım, ben böyle bir şey yemedim heralde.

Ama fazlada soru işareti bırakmak istemem akıllarda, bu İskenderoğulları haricinde bir de bizim sonradan Altaylı Alp var, gerisi için hala aynı tezahurat geçerli.



Not: Yazı aslında 26.06.2009da yazıldı

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Yeni Nesil Dolandırıcılık

Cumartesi sabahı saat 8.15 sadabad sitesindeki takım kampında +393193269040 numaralı telefondan aldığım cevapsız çağrı üzerine uyanıyorum.Bütün gün düşünüyorum +39 neresi diye, çevremdekilere soruyorum, bilen çıkmıyor. Mumiden istersen geri arıyalım teklifi alıyorum ama o saniye şans benimle, düşünmeden geri çeviriyorum. Ve bugün +39u da buldum numaranın geri kalanının ne bok olduğunu da. Cumartesiden beri kimdir, bu telefon kodu neresidir diye düşündükten sonra bugün önce ülke kodunu buldum bununla da kalmayıp bütün numarayı google' a yazdım ve karşıma yeni nesil telefon dolandırıcılığı başlıklı bir çok yazı çıktı. Bu işi yapan kişiler bu ve buna benzer numaralardan 1 cevapsız çağrı bırakarak merak uyandırıyorlar ve bu merak sonucu siz bu numarayı geri arıyorsunuz, ancak internetteki yazılardan okuduğum kadarıyla karşınıza çeşitli yabancı dillerde konuşan bir robot çıkıyormuş ve tabiki sizi olabildiğince oyalamaya çalışıyormuş, karşılığında da dakikası 50$ civarı bir fiyat faturanıza yansıyormuş. Ayrıca aramayı siz yaptığınız için de faturaya her hangi bir şekilde itiraz hakkınız bulunmuyormuş. Buna benzer bir yazıyı da mail olarak yolladım tanıdıklara ve bende düştüm bu tuzağa tarzı cevaplar geldi. Aman dikkat bu veye buna benzer numaralardan gelen cevapsız cağrılara itibar etmeyinki canınız yanmasın...